Rusya TarihiKaynak: http://www.felsefeekibi.com/sanat/zamanintini/zamanin_tini_rusya_tarihi_19yuzyil.html Romanovlar- 19.yüzyıl Rusyada Genişleme ve reform dönemi: Pavel’den sonra tahta çıkan oğlu I. Aleksandr , Rusya’yı kuşatan düşmanlık çemberini kırmak için İngiltere ve Fransa’yla ilişkileri düzeltmenin yanı sıra Prusya ve Avusturya’ya karşı yakınlaşma politikası izledi. Bu barış ortamında gerçekleştirmeye çalıştığı reformlar, Napoleon’un 1805’te Avrupa’daki savaşı yeniden başlatmasıyla kesintiye uğradı. Birbirini izleyen yenilgiler üzerine Tilsit Antlaşması’yla (1807) sağlanan barış, Napoleon’un 1812’de Rusya’ya saldırmasıyla bir kez daha bozuldu. Napoleon’u bozguna uğratan Rus ordularının batıya doğru başarılı ilerleyişi ve Aleksandr’ın yeni bir ittifakın yaratılmasında oynadığı büyük rol, Rus Çarlığı’nı Avrupa’nın önde gelen devletleri arasına soktu. A.B. Kafkasya’da Rus hâkimiyeti artmaktaydı (181l’de, Gürcistan’ın teslim alınması, 1828’de doğu Ermenistan’ın ilhak edilmesi). Buna paralel olarak, imparatorluk, Balkan ülkelerinin Osmanlı Devletine karşı yürüttükleri bağımsızlık savaşlarını destekleyerek (1820’li yıllarda) Balkanlar üzerindeki etkisini güçlendirmeye çalışmaktaydı. Bu arada, Avrupalıların oluşturduğu güç-birliği ile karşı karşıya kalan Rus imparatorluğu, Kırım Savaşı’nın (1854-1855) ardından imzalanan Paris Antlaşmasıyla (1856) Boğazların denetimini ele geçirmekten vazgeçmek zorunda kalmıştı. Batı’da Polonya’nın kararsız bağımsızlık isteği (1815’te Varşova bölgesi, hiçbir zaman Rus İmparatorluğu’na bağlanmamış, «Kongre krallığı»ndan oluşmaktaydı) 1831 ayaklanmasından sonra kanla bastırılmıştı. Yönetim mekanizması. Yekaterina sonrasında Senato’ya temsili bir nitelik kazandırarak bu organı iktidarın odağı durumuna getirmeye çalışan soyluların çabalan sonuçsuz kaldı. Böylece otokratik yönetim yapısı korunurken, temsili kurumlar danışma or-ganlarıyla sınırlandırıldı. Aleksandr döneminde devlet işlerini yürütmek üzere oluşturulan bakanlıklar eşgüdümü sağlama açısından bir komite altında bir araya getirildi. Gerçek anlamda bir kabineye denk düşmeyen bu düzenleme, yalnızca içişlerinin bütünüyle Aleksey Arakçeyev’e bırakıldığı dönemde etkili bir işlerlik kazandı. Komitenin varlığına son vermemekle birlikte bakanla-n doğrudan kendine bağlama yoluna giden Nikolay, iktidar yetkilerini önemli ölçüde özel kalemine ve bu kalem bünyesinde oluşturulan dairelere kaydırdı. İç güvenlikten sorumlu üçüncü daire, otokrasi karşıtı güçleri sindirmede ve halkı denetim altında tutmada en önemli araç durumuna geldi. Çarlık düzeninin başlıca dayanağı, çara bağlılık temelinde örgütlenmiş olan bürokrasiydi. Rus bürokratları arasında paye ve statü önde geldiğinden, katı hiyerarşik sistem yetenekli kişilerin yükselmesine pek olanak vermiyordu. 19. yüzyılın ilk yarısında alt kademe memurların sayısının üç kat artmasıyla bürokraside büyük bir şişkinlik başladı. Genelde yetersiz bir öğrenimden geçen ve düşük ücretler alan geniş memurlar ordusunda kayırıcılık, rüşvet ve yolsuzluk son derece yaygındı. Yetki ve sorumlulukların aşın merkezileşmesi nedeniyle bürokrasi çok ağır işliyordu. her türlü soylu muhalefetine son vermiş ve ülke 1848 yılındaki devrimci dalgadan etkilenmemiştir. Bu dönem, üniversite ve kolej sayısının hızla arttığı, gazetelerin ve bilimsel yayınların (Yurt Yıllıkları,1838) geliştiği ve özellikle de, Rusya’nın toplumsal gerçeklerinin ağırlığını yansıtan güçlü bir yazar kuşağının (Puşkin, Lermontov, Turgenyev, Gogol, Dostoyevski) doğduğu bir dönemdir. XIX. yy’ın ilk yarısı, aynı zamanda belli bir ekonomik gelişmeye de damgasını vurmuştur. Katı gümrük duvarları ile (1822) korunan, pamuğa dayalı tekstil sanayii gelişmiş ve başkente yakın köylerde modernleşmeye başlamıştır. Zanaat ve imalat etkinliklerinde çeşit artmıştır; aslında 1850’den önce gerçek anlamda ekonomik bir harekedilikten söz edilemez. Rusya’nın, Batı kapitalizminin gerisinde kalması dört nedenle açıklanabilir: XVIII. yy boyunca, ekonomi alanında teşvik edici bir rolü olan devletin bu alanda pasif kalması; özel teşebbüsün genellikle az olması; sayıca (1851’de nüfus 70 milyondur) önemli olmasına karşın, iç pazarın yeterince hızlı bir gelişme kaydedememesi (ulaşım zorlukları, toprakların genişliği); son olarak da nüfusun büyük bir çoğunluğunun toprağa bağlı olması. En önemli’ ekonomik ve toplumsal sorun, tabiî ki Avrupa Rusyası’nda köylülerin yarısının, bu yüzyılda hâlâ serflikle geçiniyor olmalarıydı. Bu arkaik sistem, özerk köylü komünlerinde (mir) korunduğunu düşündükleri Ortaçağ Rus geleneğini savunan Slavseverler (Kireyevski, Aksakov, Homyakov, Samarin) ve Batı tarihinin, Rusya tarihine öncülük etmesi gerektiğini savunan Batı yanlılarının tamamı (Herzen, Bielinski, Granovski, Kavelin, Annenkov) tarafından mahkûm edilmekteydi. Ama genellikle kendileri de soylu olan bu intelligenstia üyeleri, toplumdan soyutlanmışlar ve sisteme sıkı sıkıya bağlanmış ve köylülerin özgürleştirilmesinin ayaklanmalardan başka bir işe yaramayacağı fikrinden çekinen toprak aristokrasisi ile karşı karşıya kalmışlardı. Rusya’da bir reform çağının başlaması için, kurumsal zayıflıkları ortaya çıkaran 1856 Kırım yenilgisini ve daha liberal bir çarın tahta geçmesini beklemek gerekmişti. Serflikten kurtulan köylülerle ilgili 19 şubat 1861 tarihli kararname, Rus köylerindeki ekonomik ve toplumsal güç ilişkilerinde köklü değişikliklere yol açmıştır. Bu kararname, peşinatı devletin ödediği geri satın alma yoluyla, bütün eski serflere, bölgelere göre değişen boyutlarda, ama genellikle serf olarak işlediklerinden daha küçük, bir toprak parçası verilmesini sağlamıştır. Bu reform, bir yandan, kırsal emeğin bir bölümünü, sanayi kesiminde çalışmak üzere serbest bırakmış; öte yandan küçük toprak parçalarını satın almak için uzun yıllar borçlanan köylülerin büyük çoğunluğunu yoksul düşürmüştü. Her ne kadar yeni kararname, eskiden senyörlerin yetkisi altındaki malî ve hukuksal görevleri devrettiği kırsal komünün yapısını güçlendirmişse de, toprak bölünmesini engelleyememiştir; eski sertlerin büyük bir çoğunluğu kendi paylarına düşen toprağın yanı sıra, kiraladıkları toprakları da işlemek zorunda kalmışlardı. 1880’de köylüler, 33 milyon hektar toprağı geri almışlardı ve 25 milyon hektarı kiralayarak ekiyorlardı. Aynı biçimde, yönetimde, hukuk sisteminde ve orduda da reformlar yapılmıştı. 1864’te, zemstvo (yerel meclisler) oluşturuldu: bu meclisler, ancak belirli bir vergi ödeyenlerin katıldığı bir seçim sistemiyle seçilmiş toprak sahipleri, şehirli ve köylü temsilcilerden kuruluydu. Yolların bakımı, sağlık ve eğitimle yükümlü bu meclisler, yeni orta sınıfa iktidar mahkemeleri önünde halkın ihtiyaçlarını dile getirme imkânı tanımaktaydı. Aynı yıl gerçekleştirilen bir reform, görev dokunulmazlığı verilen yargıçların bağımsızlığını sağlayarak, yargı ve yönetimi birbiriden ayırmıştı. Askerî alanda tertiplerin yeniden düzenlenmesi ve 1874’te zorunlu hizmetin yürürlüğe girmesi, güçlü bir emperyalist siyasetin koşullarını hazırlamıştı. Oysa bu dönemde, ülke hedeflerinin büyüklüğü, ekonomik koşulların zayıflığıyla çelişmekteydi. Eğitim ve düşünce akımları.Aleksandr döneminde yasayla düzenlenen eğitim sisteminin yeni üniversite ve okullarla yaygınlaşmasına, aynı zamanda “zararlı düşünceler”i önlemeye yönelik sıkı bir denetim eşlik etti. Nikolay’ın yönetiminde okullarda daha özgür bir ortama izin verilmesine karşın, üniversite öğrenimini soylu ve varlıklı çevrelerin çocuklarıyla sınırlamaya yönelik sistemli bir çaba başladı. Gene de küçük memur, esnaf ve papazların oluşturduğu bir kesimden gelen yeni bir aydın tabaka ortaya çıktı. Doğrudan siyasal eleştirilerin sert cezalarla karşılaştığı ağır baskı ve sansür ortamında, düşünce akımlan ancak felsefe ve edebiyat alanında ifade olanağı buldu. Aydınlar arasındaki değişik eğilimler Slavofiller ve Batılılaşma yanlıları biçiminde bir kutuplaşma yarattı. A. Herzen, V. Belinski ve M. Bakunin gibi adların temsil ettiği Batılılaşma akımı, Avrupa tipi bir burjuva liberalizminden çok, radikal bir siyasal dönüşümü savunuyor ve otokrasinin dayanağı olan Ortodoks Kilisesi’nin etkisini kırmayı hedef alıyordu. Buna karşılık Petro döneminde Ba-tı’ya açılmanın sağlam geleneksel yapıyı bozduğunu öne süren Slavofillerin programı, Rusya’ya özgü kurumlan ve Ortodoksluğu temel alan evrimci bir gelişme çizgisine dayanıyordu. İki akımın temsilcileri zaman zaman belirli noktalarda buluşabiliyor, ayrıca bazı görüşlerle birbirlerini etkileyebiliyordu. Sanayi devrimi ve muhalefetin yükselişi:Her ne kadar serfliğin kaldırılması Rusya’yı doğrudan doğruya kapitalist aşamaya soktuysa da ilk sermaye birikimlerinin zayıflığı ve kendini büyük taşra burjuvazisine dönüştüremeyen toprak aristokrasisinin durağanlığı ekonomideki gecikmenin telafi edilmesine izin vermemiştir. 1880’den sonra sanayideki gelişmenin seyri, yoğun demiryolu inşaası, demir-çelik ve metalürji sanayilerindeki gelişmelerlebirlikte ani bir hız kazanmıştır. Yüzyılın sonunda, Moskova, Nijni-Novgorod, Kırım, Baltık ülkeleri ve Ukrayna’yı bağlayan demiryolu ağı 25 000 km uzunluğundaydı. 1891’de, Sibirya ve imparatorluğun güneyindeki bölgelerin değerini artıran Transsibirya hattının yapımı başlamıştı. Farklı ulaşım araçlarının, ticaret filosunun, liman donanımlarının modernleştirilmesi devlet, özel sermaye ve özellikle Batı kapitalizminin katkılarıyla finanse edilmişti: 1900’de, demiryollarına yatırılan sermayenin en az yüzde 72’si dış kaynaklıydı- bu sermaye özellikle de 1887’den beri Ruslara borç veren Fransız ağırlıklıydı. Ülkenin sanayi coğrafyası 1890’lı yıllardan başlayarak gözle görülür bir değişikliğe uğramıştır. Vaktiyle sanayileşmiş bölgeler, farklı bir şekilde gelişmişti (Moskova bölgesi en canlı ekonomik merkez olurken, Ural Bölgesi eski durumunu korumuştu); üretim yöntemleri modernleşmişti (Sen -Petersburg’daki Putilov fabrikası, 1913’te, makine yapımı için 13 000 işçi istihdam etmişti); Ukrayna’da tahıl üretimi ve metalürji sektörü bir arada görülmekteydi; pamuk sanayisi batıya (Narva, Riga) uzanmaktaydı. Sanayideki bu hareketlilik, sayısal açıdan halen sınırlı (1913’te toplam 128 milyon olan nüfusun 3 milyonu) olmakla birlikte, sefalet içinde ve belediyelerdeki temsil sisteminden dışlanmış bir halde yaşadıkları şehirlerde yoğunlaşmış ve ciddi bir toplumsal sorun oluşturan proletaryanın doğmasına neden olmuştur. Öte yandan köylülerin durumunda, yaşam koşullarının giderek kötüleşmesi ve statü eşitsizliğinden kaynaklanan gerilimler görülmektedir. Giderek yaygınlaşan yoksulluk, 1870’li yıllardan başlayarak güçlü bir muhalefet akımını beslemişti. Mutlakıyet rejimine muhalif ve reformların hayal kırıklığına uğrattığı yeni bir orta sınıf intelligenstia’sı olası bir devrimin zeminini Rus köylü kesiminde gören popülist bir öğreti geliştirmiştir. Barış yanlıları, Bakunin ve Lavrov, genellikle olaylara kayıtsız kalan kırsal kesimi siyasallaştırmak için 1874’te bir «halka yöneliş» hareketini başlattılar. Bu başarısız deneyimin ardından gelen şiddetli baskı, popülistlerin bir bölümünü terörizme yöneltti. 1879’da kurulan «Halkın özgürlüğü» örgütü, II. Aleksandr‘ın hayatına mal olan suikastı hazırlayıp gerçekleştirdi (1881). Serfliğin kaldırılması ve reform. Rusya’yı ileri Batı ülkelerinin düzeyine çıkarmak amacıyla köklü değişiklikler yapılması gerektiğini gören II. Aleksandr, toprak sahiplerinin sert muhalefetini belirli ödünlerle yumuşatarak 3 Mart 1861’de serfliği kaldıran bir kararname yayımladı. Bu kararnamede on milyonlarca kişi özgürlüğe kavuşturulurken, uzun vadeli bir ödeme programıyla eski serflere belirli ölçüde toprak dağıtıldı. Mülk sahibi geniş bir köylü sınıfı yaratma çabası toprak sahiplerine verilen tazminatları karşılamak için köylülerin ağır bir borç aitma sokulması ve birçok bölgede köylülerin topraklarını ellerinde tutamaması gibi nedenlerle başarısızlığa uğradı. Buna karşılık toprak sahiplerinin ekonomik dayanaklarının zayıflamasıyla feodal ilişkilerde hızlı bir çözülme süreci başladı. Serfliğin kaldırılmasıyla birlikte toprak sahiplerinin yerel yönetimdeki ağırlığı da kırıldı. Daha önce toprak sahiplerince seçilen yerel yöneticilerin, merkezden atanması ilkesi getirildi. Kökeni çok eskiye dayanan köy komünü sistemi, devlet adına vergi toplamayı sağlayan bir araç olarak düzenlendi. Bu reformların ardından 1864’te, zemstvo denen yerel yönetim meclisleri oluşturuldu. Üyeleri seçimle belirlenmekle birlikte oy ve sandalye dağıtımı sayesinde toprak sahibi soylulann büyük bir ağırlık taşıdığı zemst-vo’lara eğitim, sağlık, yol yapımı ve başka yerel işlerle uğraşma yetkisi tanındı. Aynı yıl yargı alanında yapılan geniş çaplı bir reformla düzenli ve modern bir adli sistem kuruldu. Aleksandr bu tür reformların yanı sıra siyasal alanda da bir yumuşama başlattı. Birçok mahkûm ve sürgünü bağışlayarak baskı ve kısıtlamalan hafifletti. Liberal çevrelerin temsili bir yönetim oluşturulması yönündeki isteklerine sert biçimde karşı çıkarak, otokratik düzeni koruma yoluna gitti. Başa geçen III. Aleksandr (hd 1881-94) babasının bir süre önce ele aldığı meşruti düzene geçiş tasarısını bir yana bırakarak eğitimi sınırlama, zemstvo’lann çalışmaları-nı engelleme ve köy komünleri üzerinde daha sıkı bir denetim kurma gibi baskıcı önlemler aldı. Olağanüstü yetkilerle donatılan ve maddi koşulları düzeltilen bürokrasi, etkili bir baskı aracı durumuna geldi. Öte yandan ekonomik gelişmenin yarattığı yeni toplumsal güçler ve gerginlikler yeniden etkili bir muhalefet doğurdu. Merkezi hükü- metin otoriter tutumunun da etkisiyle zemstvo’lar içinde güçlenen ılımlı liberal hareket, otokrasiyi korumada direten II. Nikolay‘ın (hd 1894-1917) çar olmasından sonra daha da yaygınlaştı. Aydınlara ve serbest meslek sahiplerine dayanan radikal akımlar boy gösterirken, sosyalist harekete temel oluşturan sanayi işçileri ile özellikle Orta Volga bölgesindeki köylüler arasında da bir hareketlenme başladı. Devrime doğru Yine 1905’te Sen-Petersburg’daki bir halk gösterisi kanla bastırılmıştı (9 ocak, Kanlı Pazar). Büyük bir hızla, tüm ülke ayaklanma haline geçmişti ve hükümet Meşrutiyetçi Demokrat Parti (1905 sonbaharında kurulmuş olan KD) programına uygun olarak, seçimle işbaşına gelmiş bir Yasama Meclisi’ni (Duma) kurmak zorunda kalmıştı. Meşrutî bir monarşinin yürürlüğe girmesi, köylerdeki ayaklanmalar, ordudaki(Potemkin ayaklanması) veya şehirlerdeki (Sen-Petersburg ve Moskova’da Sovyetlerin kurulması) devrimci çalkantıları durduramamıştı. Baskı korkunçtu. İki kez feshedilmiş olan Duma, 1907’de yeniden kurulmuştu («Senyörler Duması») ama bu Duma’da muhalefet hiçbir biçimde temsil edilmemekteydi. Moskova sovyeti dağıtılmış, basın sıkı bir denetim altına alınmış ve toplantılar neredeyse yasaklanmıştı. Meşrutî monarşi, toplumun gereksinimlerine karşılık veremez hale gelmiş ve Stolıypin’in yaptığı reformlar (toprak dağıtımı, çalışma koşullarının düzenlenmesi) 1905’te başlayan devrimci süreci durdurmaya yetmemişti. Şehirli nüfus arttıkça, büyük bir hızla gelişen bir toplum karşısında çar II. Nikolay devlet işleriyle pek az ilgilenmekte ve iktidar temel demokratik hakların gerekliliğini görmemezlikten gelmeyi sürdürmekteydi, iktidardaki bu tembellik ve zayıflık, Birinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı büyük kayıplar ve ülkedeki genel kızgınlık şubat 1917’de tüm Rus toplumunun imparatoruk rejimine karşı ayaklanmasına ve bu rejimin ölüm fermanını imzalamasına yol açmak üzere bir araya gelmişti. Axis Kaynaklar: |
Tags: Rusya Vize , Rusya Vizesi , Rusya Vize İşlemleri , Rusya Turist Vize , Rusya Ticari Vize ,Moskova Vizesi , Moskova Turist Vizesi, Moskova Vize İşlemleri , St. Petersburg Vizesi , St Petersburg Vize ,